

TAŞKÖPRÜ İLÇESİ´NDE RAMAZAN AYI
TAŞKÖPRÜ’DE RAMAZAN
İslam alemi için en kutsal zaman dilimi olan Ramazan, Taşköprü’de de eskiden beri farklı yaşantılara sebep olmuştur.
Taşköprü’de Ramazan Ayı gelmeden önce hazırlıklarına başlanır.Köyünde kentinde tatlı bir heyecan yaşanır.Komşular bir araya gelir, yardımlaşarak işleri daha kolay ve eğlenceli hale getirir, Ramazan hazırlıklarını yaparlar.Bu gelenek eskiden beri aynı şekilde devam etmektedir.
Ramazan için yapılan hazırlıklar mevsimine göre değişiklikler gösterir.Tarhana, ev makarnası, yufka, pastırma, konserve gibi yiyecekler özellikle Ramazan kış aylarına yakın ise yapılır.Hem Ramazan’da hem de sonrasında tüketilmek için hazır edilir.Ramazan yaza da gelse kışa da gelse hazırlanacak olan ise şüphesiz baklavadır.Hemen hemen her evde tepsiler dolusu baklava açılır.
Her alanda yaşanan kültürel değer kaybı Ramazan için de yaşansa bile, en azından Taşköprü’de bu değerler hala yaşatılmaktadır.
İftar yemekleri özenle hazırlanır, çeşitlere dikkat edilir.İftariyeliklerden sonra ana yemek tarhana çorbasıdır.Her sofrada bulunur ve bulunmadığı zaman da yokluğu hissedilir.Sonraki yemekler ise et yemekleri, pilavlar, çeşitli börekler ve tatlılardır.Kuru meyvelerden yapılan hoşaflar, kat kat açılmış baklavalar ve özellikle Ramazan tatlısı olarak bilinen gül kokulu güllaç.Bir adı incir uyuşturması diğer adı incir donduması olan sütlü tatlıyı da unutmamak gerekir.Bu saydığımız tatlılar iftar sofralarının vazgeçilmez tatlılarıdır.
İftar sonrasında çaylar hazırdır.Teravih namazı sonrası dost sohbetleri ve aile toplantıları geceleri renklendirir.
Yaşlıların anlattıklarına göre eski Taşköprü’de namazdan sonra dükkanlar kapatılmaz dostların bir araya geldiği toplanma yeri olurmuş.Hatta sahura kadar devam eden çaylı kahveli eğlence yeri halini alırmış.Günümüzdeki televizyon benzeri eğlencelikler olmadığı için insanlar kendi eğlencelerini kendileri düzenlermiş.Bu gecelerde çeşitli seyirlik oyunlar veya bir oda içinde oynanabilen oyunlarla hoşça vakit geçirilirmiş.
İftar davetleri günümüzde de devam eden hoş bir geleneğimizdir.Akrabalar, komşular, arkadaşlar arasında karşılıklı gidiş gelişler yapılarak bu güzel gelenek devam ettirilmektedir.Birçok köyümüzde bu davetler bütün köyün sırayla dolaşılması şeklinde devam etmektedir.Bu davetlerden sonra topluca namaza gidilir ve namazdan sonra da davet evinde tekrar toplanılır , sohbetlere devam edilir.
Sahur zamanı davulun ve davulcunun sesiyle uyanılır.Çok eskilerin davulcusu olan Ördek’in yerini bugün Hasan ismindeki davulcu almıştır.Bütün Taşköprü’yü manilerle dolaşır ve hemşerilerini sahura kaldırır.Ramazan’ın yarısında ve bayramlarda yine manilerle bahşişini toplamaya çıkar.’’Bahşişimi aldım ne güzel
Veren eller dert görmesin
Yenisine kavuştursun mevlam’’ her zaman söylediği manilerden biridir.
Sahurda, önce kadınlar kalkarak yemekleri hazırlarlar.Yemeklerin tok tutacak gıdalardan olmasına dikkat edilir.Ocaklığı olan evlerde çoğunlukla ramazanlarda yapılan taş pideleri, tarhanalı pide ve kıymalı – soğanlı pideler sıkça görülen sahur yiyeceklerindendir.İsmini saydığımız taş pidesi sertliğinden dolayı değil kiremit toprağından yapılan yuvarlak bir taş üzerinde yapıldığı için taş pidesi diye adlandırılır.
Sahurda küçük çocuklar genellikle çok istekli oldukları için veya alışmaları için kaldırılırlar.Orucun tamamını tutamasalar bile tekne orucu tutmak için uyanmak bile çok büyük bir olaydır her küçük çocuğa.Çocukların hevesini artırmak için öğlene kadar tutulan oruca tekne orucu ismi verilir.
Ramazan konusu akla geldiğinde rahmetlik Zeki Hafız’ı ve attığı Ramazan topuyla akıllara yer eden Calay’ı anmadan geçmek vefasızlık olurdu inancındayız.
Tatlı bir telaş , zevkli bir koşturmacayla geçen, hoşgörü, sevgi, saygı, yardımlaşma ve paylaşma ayıdır Ramazan.Eskiyi yeniyle, yaşlıyı gençle, zengini fakirle buluşturan , hayatımızdaki en seçkin yere sahip zamandır Ramazan.