TAŞKÖPRÜ’DE ATASÖZLERİ
Her insan atasözlerindeki nasihate muhtaçtır!
Yöre atasözleri yüzyılların süzgecinden geçmiş deneyimlerden, yöre insanının dünya görüşünden kaynaklanmaktadır. Her toplum kendi değerlerine sahip çıkmalıdır. Bunların tecrübeleri atasözleri ile gelecek nesillere aktarılmaktadır. Bizlerde bunlardan yararlanarak geleceğimizi aydınlatabiliriz.
Atasözleri adı üzerinde, atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atalarımızın tecrübelerini gayet açık ve güzel ifadelerle günümüze taşıyan atasözlerimizin her biri birer hazine kıymetindedir. Bunlardan birçoğu il ve bölge sınırlarını aşmış, milli bir değer haline gelmiştir. Türk dilinin ilk yazılı kaynaklarıyla örneklerine rastladığımız atasözleri, kültürümüzün tarihi ve coğrafi yaygınlığına rağmen büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.
Kültürümüzün en zengin değerlerinden olan atasözleri yaşanmış veya yaşanmakta olan kültürün göstergesi olarak da bir değer taşımaktadır. Bu bakımdan atasözlerimiz kültür tarihimize ışık tutmaktadır.
Atasözlerini değişik gruplarda toplamamız mümkündür.
1-Sosyal olayları anlatanlar,
2- Doğa olaylarını anlatanlar,
3-Toplumsal olayları anlatanlar,
4-Ahlak dersi ve öğüt verenler,
5-Birtakım gerçekler, felsefeler, bilge düşüncelerle yol gösterenler,
6-Töre ve gelenek bildirenler,
7-Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır.
Bazen, özellikle iki yargılı ve iki cümleli atasözleri olduğu gibi, bir atasözünde iki ayrı konuda olabilmektedir. Atasözlerinin örf veya yasa gibi bir yaptırımı yoktur. Ancak bir sezdirme ve telkin yöntemi vardır.
Zaman içinde oluşmuş bazı töre, adet ve geleneklerin de atasözleri yoluyla kuşaktan kuşağa aktarıldığı dikkati çekmektedir.
İnsan-toplum ilişkisi içinde bazı durumlarda atasözlerinin sıkça ele aldığı konular arasındadır. Biçim olarak atasözleriyle ilgili olarak üzerinde durulan noktalardan biri, atasözlerinin “kalıplaşmış” ,”donmuş” kelimeleri ve söz dizimi değiştirilemez özellikte olmalarıdır. Hemen bütün kaynaklar, atasözlerinin bu özelliğini vurgulamışlardır.
Taşköprü’deki atasözü geleneği hem tarihi, hem de coğrafi genişliği içinde Türk atasözü geleneğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Atasözlerimiz, düz konuşmalardan bağımsız bir kavram olarak düşünülemez, yani bir masal, ya da bir türkü gibi tek başına söylenemez. Atasözünün söylenmesi için belli bir sebebin, vesilenin ortaya çıkmış olması gerekir. Kültürümüzün ortak düşüncesini, yaşam şeklini ortaya koyarak bize yol gösterirler. Anlaşmazlıklarda bir atasözü en büyük yargıçtır. Sevinçlerimizde, üzüntülerimizde yaşamımızın her anında bizlere tecrübelerle yol göstericidirler.
TAŞKÖPRÜ’DE KULLANILAN ATASÖZLERİ
Acele eden ecele gider
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
Aç esner tok gerinir
Aç gezer kuyruğu dik tutar
Aç gözünü açarlar gözünü
Aç gözünü toz yabana gitmesin
Aç koyarsan hırsız, çok söylersen arsız olur
Aç köpek hurun yıkar
Aç tavuk kendini buğday hambarında sanır
Adamakla mal tükenmez
Adı çıkmış dokuza inmez sekize
Adın çıkacağına canın çıksın
Ağalık verme ile yiğitlik vurma ile olur
Ağır kazan geç kaynar
Ağır ol da molla desinler
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
Ağlayanın malı gülene yaramaz
Ağustosta gölgede yatanı zemheride bükelek tutar
Ağustosun on beşi yaz on beşi kıştır
Ağzı açık ayran delisi gibi bakma
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar
Akacak kan damarda durmaz
Akan su ile bakan göze yasak olmaz
Akıl yiğide sermayedir
Al denilen malda hayır vardır
Alış veriş başka dostluk başka
Alışmış kudurmuştan beterdir
Almadan vermek Allaha mahsustur
Almak kolay ödemek zordur
Altın yere düşmeyinen pul olmaz
Anaya etme kızında babaya etme oğlunda bulursun
Anız bastı kar bastı
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
Armudun iyisini ayılar yer
Arsıza söz kokmuşa tuz kar etmez
Asıl azmaz bal kokmaz
Aş taşınca kepçeye paha olmaz
Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık
At elin yük emanet, bizim ki deh çüş den ibaret
At ölür meydan kalır yiğit ölür namı kalır
At üstünde kazma kazılmaz
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
Atın ahmağı rahvan insanın ahmağı pehlivan olur
Atın iyisi doru, yiğidin iyisi deli olur
Atın iyisi yemini kendi artırır
Atın ölümü arpadan olsun
Attan düşen ölmemiş eşekten düşen ölmüş
Ayağını sıcak tut başını serin kendine bir iş bul düşünme derin
Ayı ile çuvala girilmez
Ayı ininde dalamaz
Ayıpsız yar isteyen yarsız kalır
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Baş kesenle yaş kesen iflah olmaz
Ben senin sübekliğini bilirim
Ben yedim allah artırsın sofrayı kuran kaldırsın
Benim oğlum bina okur döner döner gine okur
Besle kargayı oysun gözünü
Beş parmağın hepsi bir olmaz
Bir garip başın var meyhanede ne işin var
Bir yerim diyenden kork , bir yemem diyenden
Bitli yorganı kimse üstüne almaz
Borç yiğidin kamçısıdır
Borçlu olup düşünmekten uyuz olup kaşınmak daha iyidir